Modern çağda yaşıyoruz. Ne mutlu bize, ne güzel bir çağa denk geldik. Her şeye ulaşım artık çok kolay.
Amerika çoktan keşfedilmiş bir şey yapmamıza gerek bile yok. Bize kalan ellerimizde cep telefonları sosyal medyada gezinmek. Her şey bu kadar güzel ilerliyorken neden halen canımız sıkılıyor sorusu aklıma geliyor. Neden hayatımız sıkıcı bilenimiz var mı? Huzur aşk, mutluluk, sevgi neden yok?
Şimdiki zamanda mutlu olamamanın iki nedeni var.
Birincisi amaçsızlık, ikincisi ise var olan yeteneklerimizi kullanamamaktan kaynaklanıyor.
Yaşıyoruz ancak amacımız yok. Ne için yaşıyoruz? İnsanlığa katkımız nedir? Varoluş amacımız ya da kaderdeki en büyük nedenimiz nedir? Bu soruları sormuyoruz kendimize.
Aslında soruları şu sıralamada soruyoruz.
Ne yapıyorum? Nasıl yapıyorum? Neden yapıyorum?
Dünya üzerindeki insanların % 96’sı bu şekilde soruyor. Nedene gelene kadar zaten tıkanıyor. Aslında önce kendimize “Neden yapmalıyım” diye sorarsak çok başarılı ilerleriz. Sonra “nasıl yapmalım” ve ardından “ne yapmalıyımı” sorusunu sorduğumuzda amacımızı bulmuş oluruz. “Ben evladım için yaşıyorum” , “amacım bir ev almak” “araba almak” diyenler de vardır elbet. Ancak eşya ya da insan asla ve asla sizin yaşam amacınız olamaz.
Kendimizi tanımayı ve iç dünyamıza dönmeyi maalesef bilmiyoruz. Çünkü karanlık tarafımızla yüzleşmekten kaçınıyoruz. Kısacası işin özeti şu, “Modern çağda karanlık çağı yaşıyoruz”
Yaşamınızı bir amaca bağlarsanız ve kendinizi adarsanız içsel huzuru yakalarsınız ve yaşamınızı da dengeye sokarsınız.
Var olan yetenekleriniz size özel. Kullanmalısınız. Aksi durum sizi yine can sıkıntısına götürecektir.
Şimdi bu yazıdan sonra amacınız nedir önce bunu belirleyin sonrada var olan yeteneklerinizi kullanın. İşte o zaman yaşam sizi mutlu edecektir. “Hayat önce sıkar sonra mutlu eder”
Huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmeniz dileğiyle…