ERDEM ne demektir?
Felsefi açıdan bakarsak Platon “bilgi” olarak ifade ederken Sokrates’te “bilgiyle aynı şeydir” diye söylemiştir.
Türk dil kurumu ise,
Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı olarak tanımlamıştır.
Bu kelimenin anlamlarına “olmak” fiilini ekleyip felsefe ile birleştirdiğimizde farklı bir pencereden bakma ihtimalimiz doğuyor. “Erdemli olmayı becerebiliyor muyuz?” Ahlakı, iyi bir insan olmayı,…
İnsanoğlu en çok bu yanıtı arıyor. Mutlu bir yaşam sürmenin peşinden koşan onca yaşamlar. Mutluluk isteyen insanlar. Peki nedir mutluluk? Mutlu bir yaşam sürmemiz mümkün mü?
Şöyle geçmişe doğru kısa bir yolculuk edip bakın mutlu bir yaşantınız olmuş mu? Şu an mutsuzsanız bundan önceki yaşantınızı mutsuz geçirmişsiniz demektir. Anca anlık mutluluklar…
Ne tecrübe ettiniz yaşamlarınızda;
Bolca paranız oldu…
Modern çağda yaşıyoruz. Ne mutlu bize, ne güzel bir çağa denk geldik. Her şeye ulaşım artık çok kolay.
Amerika çoktan keşfedilmiş bir şey yapmamıza gerek bile yok. Bize kalan ellerimizde cep telefonları sosyal medyada gezinmek. Her şey bu kadar güzel ilerliyorken neden halen canımız sıkılıyor sorusu aklıma geliyor. Neden hayatımız sıkıcı bilenimiz var mı? Huzur aşk, mutluluk, sevgi neden…
O kadar…
O kadar çok yargıladım ki,
O kadar çok suçladım ki,
O kadar çok kıskandım ki,
O kadar çok öfkelendim ki,
Ne kendimi düşünmeye ne de kendim olmaya hiç vakit bulamadım.
Evet değerli dostlar hiç kendiniz oldunuz mu? Yoksa olmadığınız kişinin rolünü oynamaya devam mı ediyorsunuz?
İşinizi, aşınızı, sevgilinizi, eşinizi, arkadaşlarınızı kaybetmemek için başka rol oynamayın. "Kendiniz olun” gerisi gelir.
Bir bahar…
İnsanlar eski eşyalarını, evini, arabasını, sevgilisini, işini yeniliyor ancak bir tek kendini yenilemiyor.
Sabah uyandığınızdaki halinizi gözünüzün önüne getirin. Dolabınızın karşısında ne giysem diye harcadığınız dakikaları düşünün. Bir şeyim kalmamış hepsi eski dediğiniz muhakkak oluyordur. Yeni bir kombin yapma veya yaratma düşüncesi hakimdir.
İstisnasız bu durumu her sabah yaşarız. Çünkü insanoğlu değişikliği sever.
Her gün kıyafetlerini yenileyen insanoğlu duygu,…
İçimizdeki ses gerçeği bilir. Ne “OL”duğumuz.
Biz “OLMAK” için çaba sarf ederiz, evrene mesajlar iletiriz, melekleri devreye sokarız, kişisel gelişime merak salarız, eğitimler alırız. Onca çaba ne için? “OLMAK” için mi?
Hepimiz bu dünyaya görevler için geliriz. Doğuştan gelen özelliklerimiz vardır ve hepsi bize has ve değerlidir.
Varoluşta ne olduğumuz bellidir. Ancak unutup etiketlerle var olduğumuzu sanırız.
Komik geliyor bana.
Olmadığımız insan…
Hepimizin hayatında çözemediği problemler var. Geçmişin yansıması olarak karşımıza çıkan ve artarak devam eden sorunlar. Belki de hayatımızı alt-üst eden konular.
Problemin büyük ya da küçük olması fark etmez, bizim için öneminin yüksek oluşu yeterlidir.
Problem varsa çözümde vardır. Hem de yanı başımızda duran ve göremediğimiz.
İnsanın kendisine yaslanması gerekir. Ancak, kendi sorumluluğunu alan çözüme ulaşır.
Değerli dostlar, "insan…
Şimdilerde herkes bu sorunun yanıtını arıyor.
Nerede bulunur bu aşk?
Yirmili yaşların başında deliler gibi sevenler, onsuz yapamam ölürüm diyenler, hayatımın aşkı işte budur deyip insanların gözüne sokanlar nerede? Ne oldu aşkınıza? Yoksa zaman aşkınızı süpürüp geçti mi?
Aşktan umudunu kesip mantığa yönelenler anlatın dinliyoruz sizleri.
Bir zamanlar ölüp bittiğiniz hayatınızın aşkına ne oldu? Nefret mi ediyorsunuz şimdi. Ya da cazipliğini…
Neden hep geçmişte yaşarız? Daima aklımıza geçmişte yaşadığımız olaylar ya da insanlar neden gelir? Eskiye takılıp orada kalmanın ve çıkamamanın manası nedir?
Yapmış olduğum terapi çalışmalarımdan konu ile ilgili bir örnek vereyim. Evli ve iki çocuk sahibi olan danışanım yıllar önce yaşadığı ilişkisini bir türlü unutamadığını iletmişti. Halen onu çok sevdiğini ve bu yüzden eşine bir…
Özgür olmayı diliyorum gönlümce. Ama özgür değilim.
Özgür olmak nedir bilir misin sen? Ben bilmem, mahpusluk bitmez bende.
Ahh bir özgür olsam. Üzerime geliyor her şey.
Özgür olsam mesela,
Kırlarda gezip dolaşır, çiçek toplardım.
Mesela yüzerdim bol bol.
Kimseyi umursamazdım, elalem ne der diye takmazdım kafama.
Gönlümdeki işi yapardım. Hem de çalışıyor gibi hissetmezdim.
Daha sakin yaşardım hayatı. Doya doya tadını çıkara çıkara…
Son yıllarda ülkemizde ve dünyada bir evrendir tutturduk gidiyoruz. İsteklerini evrene ilet gerçekleştirsin.
İste ve olsun.
Oluyor mu acaba?
Mesajı nasıl gönderelim? Whatsapp’dan mı? Peki geri dönüyor mu?
Gerçekten evren bize torpil geçiyor mu?
Gerçek şu ki; evren bizim isteklerimizle, mesajlarımızla ilgilenmiyor. İşi gücü bu olsaydı, torpil geçseydi tüm istekleriniz yerine gelmez miydi?
Oturduğunuz yerden gözlerinizi kapatın ve isteklerinizi sıralayın, bakalım oluyor…
Ego “ben” demektir. “Ben” olmanın da bir bedeli vardır.
Her düşüncenizde, davranışınızda “Ben” derseniz bedelini de ödersiniz.
Hepimiz birbirimiz için yaşamıyor muyuz? Yardımlaşmak, ihtiyaçlarımızı gidermek ve sınavlarımızı vermek için gelmedik mi?
Ama biz ne yapıyoruz? Unutuyoruz.
Peki egonun bize ettiklerine birlikte bakalım mı?
Ortaklaşa yapılan bir işte kazancınızı ortak paylaşamıyor “Ben” diyorsanız o an için zenginleşebilirsiniz. “Ben” ile hareket etmek…