Hepimizin hayatında sık tekrar eden olaylar vardır. Zaman ve kişiler değişse de olaylar hep aynı bir şekilde devam eder. Bu durum zamanın hızla ilerlemesiyle birlikte yaş aldıkça çok can sıkıcı bir hal alır ve daha da ağırlaşır.
Bu ağırlık ve çaresizlik içerisinde mutsuzluk alıp başını gider. Huzursuzluk, kızgınlık, haykırışlar ve isyan günleri de bir türlü bitmez. Sebebini bilmediği bu girdabın içerisinden bir türlü çıkış yolu bulamaz.
Üzerinde çok sık çalıştığım ve seans yaptığım konu olan kadın/erkek ilişkilerine değinerek bu durumu şöyle açıklayayım.
Kadınlar ve erkekler ilişkilerinde hep aynı yapıda insanları hayatlarına çektiklerini söylüyorlar. İlişkinin başında her şey normal seyrinde aşk ile birlikte ilerlerken zamanla olaylar ve yapıların aynı olduğu anlaşılıyor. Ve bir ayrılık daha yaşanıyor. Bu durum sık tekrara girdiği için yaşamında büyük bir boşluk ve mutsuzluğu da beraberinde getiriyor.
Aslında çekim yasasına göre ne düşünüyorsak onu hayatımıza çekiyoruz. Düşüncemiz ne ise yaşantımız o oluyor. Düşüncemizi bilmeden yola çıkarsak yolu bulamaz hale geliyoruz.
Bu nedenle kadın/erkek ilişkilerine ya da genel hayatımıza baktığımızda derindeki düşünceleri bilmeden hareket ediyoruz. Sonuçları ise tekrarlanan olaylar şeklinde gerçekleşiyor. İlişkideki düşüncemizi bilmeden ilk önce duygularla hareket ediyoruz. Ardından davranışlarımız ve seçimlerimiz geliyor. Sonrası hayat tecrübelerimiz ile devam ediyor. Sonuç ise karşımıza başarısızlık, huzursuzluk, mutsuzluk ve bolluk/bereket engeli olarak geri dönüyor.
Kalp ve beden hafızası unutmaz ancak zihin hafızası derindeki düşünceyi gizlediğinden unutur. Tekrarlanan olaylarda dikkat edin davranış biçiminiz ve seçimleriniz aynı olur.
Bu durumu dönüştürmek için ya profesyonel destek alın ya da derindeki düşüncenizi sessiz kalarak kendinizi dinleyerek ortaya çıkarın.
Hayatının değişmesini istiyorsan “Düşüncene bağlan dünyan değişsin”