İçinde bulunduğumuz zaman karmaşıklığı da beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, insanlar hayatın içinde kaybolmuş; çözüm üretemez ve yaşadıkları hayatı sorgulayamaz hale gelmişlerdir. “Yaşam amacımız nedir” ve “yaşadığımız hayatın bir anlamı var mıdır” sorularına da yanıt verilmediği için insan kendini daha da güçsüz hissetmektedir.
İnsanlar yaşamı anlamlı kılan ve doyurucu hale getiren amaçlarına kendilerini adarlar.
Adanmışlık, azmi ve sabrı da beraberinde getirir. Amacında ilerlerken çevresini üzmeden, kırmadan ulaşır.
Ancak bu amaca hırsıyla devam edenler için ego devrededir.
Amacına ulaşırken etrafını kırıp döker. Hak, hukuk ve adaletten bahsederler ama egoları devreye girince bunları gözetmezler.
Hayatını adadığı şey uğruna kırdıkları kalpler, adaletsizlikleri, insanları aşağılamaları yoğunluktadır.
Ortaya eser çıkardığında insanlığa hizmet ettiğini sanıyor. Eseriyle övünüyor? Boş bir övünme.
Vicdanı rahat olmayan insanlığı üzen, adaletsiz davranan insanlığa hizmet mi ediyor sizce? Bu çaba boşadır. Önce gönül kırıklıklarını tamir etmeli insan.
İnsanı yücelten adaletli olması, yardımseverliği, kendi ve başkalarının hakkını gözetmesi ve iyi bir insan olmasıdır.
Bir ilişkide adalet gözetilmezse biri açgözlülüğe diğeri de fakirliğe gider.
O nedenle hırsınıza yenilmeyin, azimli olun gerisi gelir. Ancak bu şekilde insanlığa hizmet etmiş oluruz. Bir de onurlu insan hakkına sahip çıkar.