Seanslardan bir kesit – Kahve tadında kısa bir hikaye
Dökülen sözler isyanın derinliğini gösteriyordu. Niye ben? Neden bu duruma düştüm? Bu sefer isyanı büyüktü. İnsanlara muhtaç olmuştu.
Ebeveynleri tarafından “aman evladım sen sen ol kimseye muhtaç olma” diye yetiştirilmişti. Bilinçaltına işleyen bu kalıbın sonraki yıllarda hayatının tümünü ele geçireceğinden habersizdi.
İçten içe muhtaç kalmamak için bir hayat mücadelesi başlattı ve yaşantısını bunun üzerine kurdu.
Maddiyata dayalı istemediği bir evlilik yaptı. Çalıştığı işler yine öyleydi. Tamamen hayatının kontrolünü kaybetmişti. Muhtaç kalmama düşüncesi içindeki direnci daha da arttırıyordu.
Hayatı boyunca insanlardan yardım almayı muhtaç olmayla hep karıştırmıştı. İnsanlardan yardım istemeyi muhtaçmış gibi algılıyordu.
Yeri gelmişken şunu belirtmeliyim ki; insanoğlu birbiri için yaratılmıştır. Doğamızda yardımseverlik her daim vardır.
Sonunda bilinçaltı galip geldi ve işini, evliliğini, parasını pulunu her şeyini kaybetti. Artık muhtaç kalmıştı. Yıllardır gösterdiği onca çabanın boşuna olduğunu fark etti.
İçindeki geçmek bilmeyen acıyı bir türlü bastıramıyordu.
Yaşamış olduğu bu acı kendini ve yeteneklerini keşfetmesini de beraberinde getirdi. Önce muhtaç kalmayla ilgili direncini kırdı ve keşfettiği yetenekleri ile hayatına devam etti. (Yeteneklerimiz yaşadığımız acı ve travmalardan sonra ortaya çıkar. )
Artık geriye baktığında başkalarının yönlendirmesiyle ayakta kaldığını ve kendi olamadığını net bir şekilde görüyordu.
Bu farkındalık, aydınlanma tek başına yeterli gelmediği için yeni hayatıyla ilgili eylem adımlarını da eş zamanlı attı.
Geçmişten şimdiye birçok ders çıkarıp yoluna bu şekilde devam etti.
Ve son olarak bende bir şaman öğretisi ile veda edeyim. “ders, öğrenene kadar devam eder”
Son…